Sağlıklı ve zinde olmak, süper fit bedenler, beslenmenin mükemmel olması, hiç hastalanmamak veya bir şeylerin olumlu gitmemesi demek değildir; berrak bir zihinle ve buna eşlik edebilen hareket kabiliyeti yüksek bir bedenle, şartlara uyum sağlayıp, koruyucu tedbirler alabilmektir.
Çok karmaşık gelse de sağlıklı ve zinde olmak; aslında sağlıklı yaş almaktır.
Zihnimizin sağlıklı olması; daha iyi kararlar almamızı, daha başarılı olmamızı, daha bilge, daha mutlu, fiziksel olarak daha sağlıklı ve tabi ki daha uzun yaşamamızı sağlar.
Bedenimizin sağlıklı olması; daha hareketli, daha enerjik, daha bağımsız, daha çok ruhu ve zihni besleyen bir mekanizma oluşmasını dolayısıyla uzun yaşamamızı sağlar.
Peki bu dengeyi sağlayıp sağlıklı ve zinde kalmayı nasıl başaracağız?
Düşüncelerimiz, duygularımız, davranışlarımız, diğer insanlarla kurduğumuz ilişkiler ve bağlar; aynı zamanda kişiliğimiz, zekamız, kararlarımız, yarattığı sonuçlar zihnimiz üzerinde bir etkiye sahiptir. Kısaca, zihnimizin doğru ve iyi çalışması sağlımızla doğrudan ilintilidir. Zihnimiz sağlıklıysa sorunsuz bir hayata adım atıyoruz demektir.
Egzersiz (hareketli olma hali), doğru beslenme, beden farkındalığı da aynı şekilde bedensel sağlığımızı etkileyerek sorunsuz bir hayat sağlar.
O halde, duygu ve düşüncelerimizi pozitif tutmaya çalışarak, hareketli bir yaşam ve doğru beslenmeyi hayatımıza alarak sağlıklı yaş alma yolunda büyük ve önemli bir yol kat edebiliriz.
Bu yol da kendimizi nasıl sabote ettiğimizden bahsetmek istiyorum.
Hepimiz her gün mükemmel olmanın peşindeyiz. Mükemmel gözükmek, mükemmel hayatlar, ilişkiler yaşamaya çalışmak, her ne yapıyorsak mükemmel yapmak… Ama asıl mükemmelliğin tüm kusurlu yanlarımızı cesurca kucaklamak olduğunu unutuyoruz.
İnsanların ne düşündüğünü bırakıp, kendimizi olduğumuz gibi sevip daha dayanıklı bir ruh geliştirmek için hayatımıza neşeyi, minnettarlığı, yaratıcılığı, eğlenceyi, gülümsemeyi, sakinlik ve dinginliği katmayı unutuyoruz. Güçlü yanlarımızı göz ardı edip hep zayıf yönlerimize odaklanıyoruz.
Halbuki bunun tam tersi bize mutluluğu yani sağlıklı yaşlanmanın anahtarını verecek.
Mutlu olma hali bedenimizi ruhumuzu ve zihnimizi olumlu yönde etkiler. Mükemmel olmaya çalışmamak bizi pozitif düşünmeye, alışkanlıklarımızı kırmaya, süreklilik sağlayan doğru beslenmeye ve hareketli bir yaşama sevk eder.
O halde ortaya çıkıp kendimizi olduğumuz halimizle kabul etme cesaretini göstermeye hazır mısınız?
Eğer hazırsanız başlıyoruz…